Tiroid hastalıkları ülkemizde sık karşılaşılan hastalıklardan biridir. Özellikle kadınlarda daha sık görülen tiroid hastalıklarında kadınları birebir ilgilendiren 3 belirti bulunuyor. Bunlar; düşük yapmak, gebe kalamamak, adet düzensizliği… Tiroid hastalıkları tiroid…
Tiroid hastalıkları ülkemizde sık karşılaşılan hastalıklardan biridir. Özellikle kadınlarda daha sık görülen tiroid hastalıklarında kadınları birebir ilgilendiren 3 belirti bulunuyor. Bunlar; düşük yapmak, gebe kalamamak, adet düzensizliği…
Tiroid hastalıkları tiroid bezinde, nodüllü ya da nodülsüz büyüme (guatr) şeklinde ya da belirgin bir büyüme olmaksızın tiroidin çalışmasındaki bozulmayla (hipertiroidi ve hipotiroidi) karşımıza çıkabiliyor.
Tiroid hastalıklarında kadınları birebir ilgilendiren 3 belirtinin bulunduğunu söyleyen Acıbadem Maslak Hastanesi Tiroid Kliniği ’nden Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Neslihan Kurtulmuş, “Eğer bir kadın düşük yapıyor, gebe kalamıyor, adet düzensizliği yaşıyorsa mutlaka hekime başvurmalıdır, altından tiroid hastalıkları çıkabilir” diye konuştu.
Anne olmayı isteyenler tiroid fonksiyonlarına baktırmalı
Kadınlarda tiroid hastalıkları daha sık görülüyor. Herhangi bir guatr tipi de, genetik zeminden kaynaklanan bazı tiroid hastalıkları da kadınlarda daha sık.
Ailelerinde tiroid hastalığı olanlarda bu ihtimal daha da artıyor. Gebe kalamayanlarda, düşük yapanlarda, adet düzensizliği olanlarda, adet olamayanlarda tiroid hastalıklarının akla getirilmesi gerekiyor. Bu tür hastalarda çoğu kez jinekolojik nedenler aranırken altta yatanın bir tiroid hastalığı olduğu geç fark edilebiliyor.
Özellikle gebelik planlayan kadınların tiroid fonksiyonlarının bilinmesi, normal değilse gebelik öncesi mutlaka normal hale getirilmesi gerekir. Çünkü tiroid fonksiyonlarındaki bozukluk gebeliği engelleyebileceği gibi, bu şekilde gebe kalınırsa düşüğe ve ya erken doğuma yol açabilir. Bebekte zihinsel ve nörolojik gelişim problemlerine yol açabilir.
Hamilelikten önce tiroid için hangi testler yapılıyor?
Gebe kalmadan önce basit bir kan testi yapılarak tiroid fonksiyonu değerlendirilebilir. Günümüzde in vitro fertilizasyon ve benzeri planlı gebeliklerin artmış olduğunu da göz önüne alırsak özellikle bu işlemler öncesinde mutlaka tiroid fonksiyonu değerlendirilmelidir.
Tiroidde yapılan T3, T4 ile hipofiz bezinde üretilen ve tiroidi yöneten TSH ’ya kısa sürede bakılabilmekte ve bu testler yol gösterici olmaktadır.
Gerektiğinde tiroid otoantikoru dediğimiz, otoimmun tiroid hastalıklarının (Hashimoto Hastalığı, Basedow-Graves Hastalığı) göstergelerine de bakılmaktadır. Çünkü bazı durumlarda T3 ve T4 normal olduğu halde bu antikorlar yüksek olabilmekte ve bu da hastada nedeni bulunamamış tabloları (gebe kalamama, sık düşük gibi) açıklayabilmektedir. Tiroidin görüntülenmesine yönelik ise, gebelik yoksa sintigrafi uygulanabilir. Gebelik durumunda ise sintigrafi kesinlikle çekilmez, ultrasonografi yapılabilir.
Tiroid hastalıkları gebelikte de tedavi edilebilir mi?
Tiroid hormonlarındaki dengesizlik gebelik öncesinde saptanmış ise hastalarımıza bu durum düzeltilmeden gebe kalınmamasını önermekteyiz. Hipotiroidisi olan hastalarımızda bu durum kısa sürede düzeltilip gebe kalmalarına olanak sağlanabilmektedir.
Hipertiroidisi olan hastalarımızda ise tedaviyi yönlendirirken hipertiroidiye sebep olan tiroid hastalığının tipine göre uygulanacak tedavi sürecini anlatmakta, hastamızın görüşünü de alarak tedaviyi genellikle birlikte şekillendirmekteyiz.
Hipertiroidik hastalarımızın tedavisindeki bu fark tedavileri amacıyla verdiğimiz ilaçlardan kaynaklanmaktadır. Çünkü hipertiroidide kullandığımız ilaçlardan birini gebelikte tercih etmezken diğerini çok düşük dozda ve yakın takip altında vermekteyiz.
Ayrıca hipertiroidide kullandığımız ilaçları yan etkileri açısından da dikkatli şekilde izlemekteyiz. Bu nedenle hipertiroidik olup gebelik düşünen hastalarımızda tedavi ve takip planını önemle yapmakta ve sürdürmekteyiz. Gebe kaldıktan sonra hipotiroid ya da hipertiroid olduğu fark edilen hastalarda ise gebelik boyunca hastamızı yakın takip ederek tedavi sürecini tamamlamaktayız. Annenin ve bebeğin bu süreci zarar görmeden tamamlaması temel amacımız olmaktadır.
Tiroid hastalığının tedavisi doğumdan sonra kesilir mi? emzirirken ilaç kullanılabilir mi?
Gebelik boyunca sürdürülen tedavi doğumdan sonra da hekim kontrolünde devam ettirilir genellikle. Tedavinin devamı kararı tiroid hastalığının tipine göre verilir. Bu durumda emziren anne gereklilik halinde doktorunun önerileri doğrultusunda kullanmakta olduğu tiroid hastalığına yönelik tedavisine devam edebilir.
Gebelikteki tiroid hastalığında ilaç dışında tedavi uygulanabilir mi?
Gebelerde tiroid nodülü varlığında iğne biyopsisi yapmak gerekmiş ve sonuç kanser olarak saptanmışsa gebeliğin ikinci üç aylık döneminde tiroide yönelik ameliyat uygulanabilir. Ancak operasyon sonrasında radyoaktif iyot tedavisi gerekirse bu doğum sonrasına bırakılır.
Lohusalık dönemine dikkat!
Gebelik ve lohusalık dönemleri tiroidde bazı fizyolojik değişikliklerin (büyüme, hormonal değişiklik gibi) olduğu ve bu dönemlerin sona ermesiyle bu değişikliklerin de düzeldiğini bilmekteyiz. Ancak gebelik ve lohusalık tiroid hastalıklarına eğilimin de oldukça arttığı iki dönem. Üstelik bu dönemlerde yaşanan olağan yakınmalarla tiroid hastalıklarına bağlı yakınmaların benzemesi zaman zaman tiroid hastalıklarının tanısının gecikmesine neden olmakta.
Doğumdan sonraki özellikle ilk 6-9 ayda ‘lohusalık tiroiditi ’ dediğimiz hipertiroidi tablosu ortaya çıkabilir. Çarpıntı, terleme, çabuk yorulma, halsizlik, kilo kaybı gibi yakınmaları olan anne bu yakınmaları lohusalığa bağlar ve genellikle dayanılmaz hale gelmedikçe önemsemez. Oysa lohusalıkta ortaya çıkan bu özel tablo sonrasında da hipotiroidiye dönebilmekte ve durumu daha da karmaşık hale sokabilmekte. Bu nedenle doğum sonrasında yukarıdaki yakınmaları ortaya çıkan ve devam eden kadınlarımızın mutlaka hekime başvurmalarını önermekteyiz.
Kaynak: Sagliksiteniz.Com
Tiroid hastalığının 3 belirtisi
0 yorum:
Yorum Gönder